İngiltere ve İspanya…
Avrupa’nın iki köklü ülkesi, onlarca yıl boyunca terörün gölgesinde yaşadı. İngiltere, IRA ile 30 yıl, İspanya ise ETA ile 50 yıla yakın mücadele etti. Bu süreçlerde binlerce insan hayatını kaybetti, devletler yüz milyarlarca sterlin ve doları güvenliğe ve silahlanmaya harcadı.

Ancak bütün bu ağır bedellerden sonra çözüm sahada değil, masada bulundu.

İngiltere’de Siyaset Birleşti

1998’deki Good Friday Anlaşması sürecinde, iktidar da ana muhalefet de barış görüşmelerine destek verdi.
Sert eleştiriler olsa da Londra’daki siyasi merkez kararlı durdu ve bugün İngiltere, çeyrek asırdır kalıcı bir huzurun içinde.

İspanya’da Siyaset Çatıştı

İspanya’da hükümetin ETA ile görüşmesi sert muhalefet tepkisiyle karşılandı.
Ancak tartışmalar süreci durdurmadı ve örgüt 2011’de tamamen silah bıraktı.
Siyasi kutuplaşma devam etti ama ülke şiddeti geride bırakmayı başardı.

Bugünün Tablosu

Her iki ülkede de terörün bitmesiyle birlikte:
• huzur arttı,
• ekonomi güçlendi,
• toplumsal normalleşme sağlandı,
• kayıplar unutulmadı, anılar yaşatıldı.

Elbette şehitlerimizi unutmayalım, hatta onları hiç unutmayalım ama bundan sonra da bir tane bile şehit vermemek için adım atalım, adalet şehitler için olduğu gibi, şehit olmaması gerekenler için de olmalı ve sağlanmalı. Bu ince çizgiyi, tarafları üzmeden, incitmeden bir kuyumcu terazisi hassasiyetiyle tartarak, ölçerek yapmalı.

son sözüm şu;

İngiltere ve İspanya’nın (ayrıca Kolombiya’nın FARC ile mücadelesi de var) deneyimi bize şunu gösteriyor ki,

Silahla bitmeyen terör, sonunda masada biter.

Barış cesaret ister; kalkınmanın yolu da buradan geçer.