Açık konuşayım… Milletvekili adayı olduğunda Ayşe Böhürler’i en sert eleştirenlerden biri bendim. “Paraşütle inen aday”, “tepeden dayatılan isim”, “Cumhurbaşkanının doğrudan tercihi” gibi pek çok başlık altında itiraz ettim; uzun süre de yıldızımız barışmadı.
Açık konuşayım… Milletvekili adayı olduğunda Ayşe Böhürler’i en sert eleştirenlerden biri bendim. “Paraşütle inen aday”, “tepeden dayatılan isim”, “Cumhurbaşkanının doğrudan tercihi” gibi pek çok başlık altında itiraz ettim; uzun süre de yıldızımız barışmadı. Eski il başkanı Fatih Üzüm döneminde nöbetçi milletvekili göreviyle Kayseri’de yaptığı basın toplantısında üst üste sorduğumuz sorular ve özellikle “açıklanan asgari ücretle bu vatandaş nasıl geçinsin?” soruma verdiği yanıtlar sosyal medyada en çok izlenen yayınlarımdan biri olmuştu. Yani yıldızımız pek barışmamıştı.
Oysa gerek Ankara’da gerek Kayseri’de çok uzun yıllardır tanıdığım bürokratlar, hatta eski milletvekilleri, “Ayşe Böhürler Kayseri için aslında çok ciddi çalışıyor; sadece bunun reklamını yapmıyor, sessiz sedasız götürüyor. Tanımalı, görüşmelisin.” diye defalarca anlattılar. Sonunda bir randevu talep ettim. O da kabul etti ve görüştük.
⸻
Kayseri siyasetinde son dönemde dikkat çeken bir tablo var: Gürültüden uzak, polemikten beslenmeyen, sosyal medyaya oynamayan ama sahada adım adım ilerleyen bir çalışma tarzı… Bu tarzın adı: Ayşe Böhürler.
Onu kimi zaman bir mahalle ziyaretinde, kimi zaman belediye projelerinde, başka bir gün gençlik etkinliklerinde görmek mümkün. Ankara cephesinde ise tablo daha da geniş: Yapay Zekâ Komisyonu’ndan Dijital Mecralar’a, Terörsüz Türkiye’den Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği’ne kadar pek çok kritik masada aktif. Yerel dinamiklerle merkezi siyaseti aynı hatta buluşturan, şehri hem sahada hem merkezde temsil eden iki kanatlı bir siyaset biçimi…
Kimi zaman Kayseri’nin isminin yanlış yazılmasına bile itiraz edecek kadar şehrine sahip çıkan; kimi zaman da “21. Yüzyılda Genç Olmak” konferanslarında gençlere seslenen bir siyasetçi profili çiziyor. Bu dönemde özellikle eğitim, gençlik ve dijital çağın riskleri üzerinde durduğu açık. Bütçe görüşmelerindeki “eğitim” vurgusu, Yeni Şafak’taki yazılarında kütüphanelerin ve gerçek bilginin önemine yaptığı göndermeler… Günlük siyasi tartışmaların ötesinde daha derin bir kültür ve düşünce hattı benimsediğini gösteriyor.
Aynı zamanda, kısa sürede Avrupa’nın en güçlü STK’larından biri hâline gelen, Kayserili iş insanlarının kurduğu Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB) çalışmalarını da yakından takip eden; bu faaliyetleri önemseyen ve elinden gelen her desteği veren bir profil çiziyor. Şehrin sadece içinde değil, diasporasında da etkili bir bağ kuruyor.
Elbette zaman zaman eleştirilerin hedefi oldu. Ama aynı dönemlerde ona, “Bu şehirde kimsenin vicdanı satılık değildir” diyerek sahip çıkan bir kesimin varlığı da dikkat çekiyor. Bu da Böhürler’in tartışmalarla değil, temsil ettiği değerlerle konuşulan bir figür olduğunu ortaya koyuyor.
Bu tabloya geçtiğimiz günlerde yaptığı gazeteciler buluşması yeni bir sayfa ekledi. Şehrin önde gelen gazetecileriyle uzun uzun oturdu, medyanın sorunlarını tek tek dinledi, notlarını aldı. Önemli olan ise bu notları masada bırakmamasıydı. Toplantıdan hemen sonra Ankara’da, özellikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı düzeyinde görüşmelere başlayarak çözüm için somut adımlar attı. Yani konuşmak için değil, çözmek için hareket etti.
Toplantının sürpriz tarafı ise gençlik yatırımları oldu. Meğer Kayseri için 2.4 milyar TL değerinde büyük bir kaynak ayarlanmış ve Böhürler bu süreci sessizce takip edip sonuçlandırmış. Bu bütçeyle üniversite içinde 2000 kişilik, Kayseri’nin en büyük öğrenci yurdu yapılacak. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki diğer kritik projeler de aynı paketin içinde.
Ama tüm bunları kendi anlatmadı; gazeteciler sorunca açıkladı. Yoksa yine susacaktı.
İşte burada asıl resim netleşiyor:
Kayseri yıllardır bir “abi” arıyor.
Ama belki de abisini ararken, gözünün önündeki ablasını fark etmemiş.
Ayşe Böhürler, bağırarak değil; iş üreterek yol açanlardan.
Ve bazen sessiz güç, en gür ses olur.
