Kayseri’nin merkezinde, ilçesinde, köyünde…
Kısacası bu şehrin her karış toprağında bir izi vardır Ali Hızar’ın.
Kayseri’nin taş sokaklarında, tandır ekmeği kokuları arasında, selamın eksik olmadığı o Anadolu diyarında büyüdü.
O günlerde bilmezdi “gurbet” ne demek… Ama kader, onun için uzak yollar, zorlu yıllar ve büyük emeklerle dolu bir hikâye hazırlamıştı.

Çocuklukla gençlik arasında, daha bıyıkları terlememiş bir delikanlıyken, kendini bir anda gurbet yollarında buldu.
Gençliğini yaşayamadan büyüyen o Anadolu çocuklarından biri oldu.
Hayat, ona özel bir görev seçmişti sanki; omzuna ağır ama onurlu bir yük yüklemişti.

Babası Develi’nin Şıhlı köyünden, annesi Pınarbaşı’nın Kurtlar köyündendi.
O, iki yörenin de mertliğini, çalışkanlığını ve yürekliliğini taşıyan bir Anadolu evladıydı.
Kayseri’nin bereketli toprağında doğmuş, o toprağın sabrını, dayanıklılığını ve vefasını yüreğine işlemişti.

Genç yaşta ticarete atıldı.
O yıllar, ona yalnızca ticareti değil; emeğin kutsallığını, helal kazancın onurunu öğretti.
Yorgunluğu, açlığı, uykusuzluğu unuttu. Çünkü içinde güçlü bir ses vardı:
“Bu alın teri, bir gün bir hikâyeye dönüşecek…”

Ve öyle de oldu.
O yollarda yetişen o genç, bugün Almanya’da 34 yıldır kendi işletmelerini yöneten, onlarca kişiye istihdam sağlayan bir iş insanına dönüştü.
Hayatının her döneminde çalıştı, üretti, paylaştı.
Kazancını helal kazanç bildi; dürüstlüğü disiplinle birleştirdi.
Bugüne kadar Alman devletine milyonlarca Euro vergi ödedi, ama bundan hiç gocunmadı.
Çünkü onun anlayışına göre “vergi, alın terinin namusudur.”
Bu, Türk insanının emeğe duyduğu saygının bir ifadesiydi.

Sivil toplum çalışmalarına da aynı kararlılıkla gönül verdi.
Kayserispor sevgisi onu kulübün yönetimine taşıdı.
76. dönemde Asbaşkan, 77. ve 78. dönemlerde Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Her fırsatta Avrupa’daki Kayserililerin yüreğinde o sarı-kırmızı ateşi diri tuttu.
Çünkü onun için Kayserispor yalnızca bir futbol kulübü değil, bir memleket bağı, hemşerilik ruhunun sembolüydü.

Avrupa’daki Kayserilileri tek çatı altında toplamak ise en büyük hayaliydi.
33 yürekli iş insanıyla el ele vererek Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB)’i kurdu.
Bugün AKİB, Avrupa’nın en güçlü ve saygın Türk sivil toplum kuruluşlarından biri olarak anılıyor.
Bir dernek değil artık; bir aile…
Bir gönül köprüsü, bir vefa zinciri…
Türkiye ile Avrupa arasında kurulan bir kardeşlik bağı…

Ali Hızar’ın hikâyesi, alın teriyle yazılmış bir başarı destanıdır.
Zeytin bahçelerinden otel lobilerine, direksiyon başından toplumsal liderliğe uzanan bir yolculuktur bu.
Onun için zenginlik malda değil, millete hizmette gizlidir.
Başarı, unvanla değil; gönüllerde iz bırakmakla ölçülür.

Bugün hâlâ her sabah işinin başına aynı heyecanla geçer.
Aklında memleketine hizmet, kalbinde gurbetin sızısı, dudaklarında ise hep aynı söz vardır:

“Birlikte daha güçlüyüz. Çünkü biz, Kayseri’nin çocuklarıyız.”

Not : Konstanz nerede ?
Konstanz, Almanya’nın güneyinde, Baden-Württemberg eyaletinde, İsviçre sınırında yer alan bir şehirdir. Konstanz’ın nüfusu yaklaşık 85.000’dir. Hem Almanya hem İsviçre’ye yürüyerek geçilebilen sınır noktası olmasıyla ünlüdür.