Kocaeli Stadı’nda Türkiye–Gürcistan maçı başlamadan 15 dakika önce…

Saat 21.30 civarı, kahve elde, televizyon karşısında. Avrupa Kayserili İşverenler Birliği Başkanı, iş insanı Ali Hızar Bey’le yazışıyoruz. Sohbet bir anda dönüp dolaşıp maça geldi. O, “Tahminin ne bakalım?” dedi. Ben de hiç düşünmeden bastım gaza:

“4-1 yeneceğiz, ilk golü de Kenan atacak!”

“Tamam müneccim İlter, görelim bakalım,” diye gülüp geçti.

Dakikalar 14’ü gösterdi, Kenan Yıldız ağları havalandırdı!
Maçı birlikte izlediğimiz eşim de o sırada yazışmaları da konuşmaları duyunca oldu olacak dakikasında söyle de tam olsun dedi ben de gayriihtiyari içimde 14. 15. dakika gibi atılabilir dedim ve kenan 14. dakikada gol attı..

Ben şoklardayım..
İçimden bir ses “oğlum İlter ister misin maç 4-1 bitsin senin de adın müneccim çıksın” içimden geçtiğinden kimse duymadı ben de kendi kendime güldüm geçtim.

Ardından 22. dakikada Merih, 35’te Yunus, ikinci yarının başında bir gol daha…
Derken Gürcistan’dan bir gol, skor 4–1!

Yani birebir aynı: skor tuttu, ilk golcü tuttu, dakika tuttu!

Kısacası bir geceliğine müneccimlik cübbesi üzerime oturdu diyebilirim.
Maç biter bitmez yazışmaları paylaştım; tabii dostlar telefon yağmuruna tuttu:

“Yahu İlter sen gizli Nostradamus musun?”
“Bahis tahminlerini paylaşsana artık!”

Keyifliydi doğrusu. Çünkü insanın öylesine söylediği şeylerin bir bir tutması, kısa süreliğine “ben galiba görüyorum!” hissi veriyor

Zaten bu ilk değil…
Yıllar önce bir sayısal loto kuponunda da beş tutturdum, altıncı rakam bir alt satırda kalmıştı. Bazen içimden geldiği gibi söylüyorum, “dalgasına” diye yazıyorum , tutuyor!

Ama dün geceki his bambaşkaydı.
Bir kehanet tutunca yüzünüzdeki sırıtma kolay kolay inmiyor.
Şaka bir yana, milli takıma helal olsun! Uzun aradan sonra Dünya Kupası yolu bize göz kırpıyor.

Bir dahaki maçta da tahminim tutarsa, artık resmi olarak lakabımı değiştiriyorum:

“Müneccim İlter”