Milyonlarca taraftarı olan, özellikle de futbola ağırlık veren güzide kulüplerimiz, maalesef kendilerine yürekten bağlı olan taraftarlarını çok da “gale” almıyor.
Niye derseniz; kulüplere ne kadar para giriyor, ne kadar çıkıyor kimse bilmiyor.
Oysa ki şeffaf olmak, hesap verebilirlik çok önemli. En azından o taraftar ciddiye alındığını bilir, güvenir. Zira güven, hayatın her yerinde olduğu gibi futbolda da çok ama çok önemlidir.
Bakınız, büyük kulüpler Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) kuruşu kuruşuna bildiriyor.
Anadolu kulüplerine gelince, hiçbir bilgi verilmiyor. Hâl böyle olunca da “buralarda kara para mı aklanıyor?” imajı doğuruyor…
Bu vebale girmemek için şeffaflık şart oluyor!
Türkiye’de menajerlik furyası hüküm sürüyor. Kim ne alıyor, belge veriyor mu, vergisini ödüyor mu?
O kadar çetrefilli bir iş ki, sormayın gitsin…
Emekli ve emekçi kesimi aldığı suya bile vergi öderken, bu kesim milyon euro veya milyon dolarlarla oynuyor ama hesaba gelince “parmak hesabı”.
Yok böyle bir dünya!
Örneğin Kayserispor’da kim ne aldı, kim ne kazandı biliyor muyuz? Kocaman bir sıfır!
Liverpool takımının bile maliyetini, kimin ne paraya alındığını, kimin ne kadar kazandığını biliyoruz da, kendi takımımızın harcamalarını bilmiyoruz.
PES!
Yani…
İşin özü: saygı görmek, takdir edilmek istiyorsanız bunları açıklayınız.
En azından vicdanınızı rahatlatın.