Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, zeytinyağında lisanslı depoculuğun hayata geçmesi gerektiğini söyledi.
Uçar, kişi başı zeytinyağı tüketiminde Türkiye'nin 2 kilogram tüketimle İspanya, Yunanistan, İtalya gibi zeytinyağı üretiminde rakip ülkelerin çok gerisinde olduğunu ifade ederek, artan rekolteye rağmen iç tüketimin artmayıp stok devirlerle birlikte uygun saklama şartları olmadığı için kalan yağların bozulduğunu ve değer kaybına uğradığını, bunun için de ihracatın canlandırılması gerektiğini belirtti.
Son 20 yıl içinde devletin destek ve teşvikleriyle ülkemizdeki zeytin ağacı sayısı 200 milyonu aştı ve önümüzdeki dönemde 300 milyon zeytin ağacı sayısı hedefleniyor. Balıkesir zeytinyağı üretiminde yıllara göre 3. ve 4. sırada yer alırken üretimin yüzde 95'i Ayvalık, Gömeç, Burhaniye, Edremit ve Havran'ı içine alan Edremit Körfezi bölgesinde yapılıyor. Bölgede 350'ye yakın zeytinyağı işletmesi bulunurken, ambalajlı ve dökme ihracat yapan birçok da büyük ölçekli firma bulunuyor. Türkiye zeytinyağı üretiminde dünyanın en güçlü üreticilerinden biri olurken, zeytinyağı ihracatındaki sorunlar da sektörü hedeflerinden geri plana itiyor.
Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Bakan Yardımcılarımızın katılımlarıyla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde Ankara'da düzenlenen TOBB Müşterek Konsey Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, '2022/23 sezonunda 421 bin ton üretim rekoltemizin 135 bin tonunu ihraç ederek 765 milyon dolar ihracat getirisi, 2023/24 sezonunda 185 bin ton üretim rekoltemizin 75 bin tonunu ihraç ederek 505 milyon dolar ihracat getirisi, 2024/25 sezonunda 475 bin ton üretim rekoltemizin 55 bin tonunu ihraç ederek 252 milyon dolar ihracat getirisi elde ettik. Açıklanan verilerden de görüldüğü üzere kur, uygulama ve artan maliyetlerin de etkisiyle her yıl 250 milyon dolar kayıp ile zeytinyağında ihracat ayağımız sıkıntılı görünmektedir. Yine bu yıl için rekoltemiz 310 bin ton olarak açıklanmış olup zeytinyağı ihracatında öngörülmeyen bir piyasa ve ortam mevcuttur' dedi. Kişi başı zeytinyağı tüketiminde Türkiye'nin 2 kilogram tüketimle İspanya, Yunanistan, İtalya gibi zeytinyağı üretiminde rakip ülkelerin çok gerisinde olduğunu ifade eden Uçar, artan rekolteye rağmen iç tüketimin artmayıp stok devirlerle birlikte uygun saklama şartları olmadığı için kalan yağların bozulduğunu ve değer kaybına uğradığını, bunun için de ihracatın canlandırılması gerektiğini belirtti.
'Zeytinyağında lisanslı depoculuk hayata geçmeli' diyen Uçar, ihracatta markalı ambalajlı ürün oranının yaklaşık yüzde 30 olduğunu ve zeytinyağında taklit, tağşiş ve sahteciliğin hızla arttığını ifade ederek, piyasanın desteklenmesi için şu önerilerde bulundu:
'İhracat kotası, kısıtlaması, fon uygulaması gibi ihracatçımızı yurt dışı piyasalarda sıkıntıya sokabilecek habersiz uygulamalardan kaçınılarak yıllık dökme ihracat üst sınırının rekolte ve iç tüketime bağlı olarak sezon başında belirlenmeli. Ambalajlı ürün ihracatının arttırılmasıyla ilgili kota, kısıtlama ve fon uygulaması yerine toptan dökme ihracat yapan firmalara, ambalajlı ürün destek miktarı tanımlanmalı. Ambalajlı ihracata kg başına devlet desteği verilmeli, ambalajlı coğrafi işaretli zeytinyağları desteklenmeli. Zeytin-zeytinyağı ile ilgili verilen destekler, piyasalarda oluşan şartlara bağlı olarak değişken olmalı. Hedef piyasa tespiti ve fuar, tanıtım, reklam faaliyetleri, yarışma katılımları desteklenmeli, markalaşma ve tanıtım destekleri artırılmalı, yurt dışında markalaşma ve şirketleşme çalışmaları desteklenmeli, zeytin-zeytinyağı sektöründeki kooperatif ve KOBİ'lere yönelik düşük faizli ihracat kredileri sağlanmalı. Turquality ve UR-GE gibi programlarda zeytinyağı özelinde yeni kaynak tahsisi yapılmalı. Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde AB tarafından ülkemize tanınan gümrük vergisiz zeytinyağı ihracatının yıllık 100 ton düzeyinden ülkemiz rakiplerinde ilk sırada yer alan Tunus'un kotasına çıkarılması için çalışmalar yapılmalı. Zeytinyağında lisanslı depoculuk sistemi desteklenmeli ve bir an önce hayata geçmeli. İç tüketimi arttırıcı çalışmalar yapılmalı. İç piyasada taklit-tağşiş ve sahtecilikle etkin mücadele edilmesi için sistemde değişiklik yapılmalı. Taklit ve tağşişin önlenmesi için ürünlerin tarladan sofraya ürün izlenebilirliğini sağlamak üzere Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi (ÜDTS) yazılımı güncellenmeli ve uygulanmalı. Etiket yönetmeliğinin değiştirilerek duyusal analiz sonuçlarının da ambalaj üzerinde yer almasını sağlanmalı.'